Kayıtlar

VİŞNE BAHÇESİ ADLI ESERİN ANALİZİ

Resim
    VİŞNE BAHÇESİ      Hemen hemen hepimiz eserlerini okumasak bile Çehov'un ve Maupassant'ı duymuşuzdur. Bu iki isimden Maupassant, olay hikayesi tarzını temsil ederken Çehov ise durum hikayesini temsil eder. Kısaca durum hikayesi , hayatın olağan akışı içerisinde bir kesiti yansıtır. Olay hikayesindeki gibi giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşmaz. Karakterler doğal ortamlarında hissettirilir. Anlatılan kesit haricinde kalan olaylar okurun hayal gücüne bırakılır.       Bu yazımızda  Anton Çehov 'un hayatının son kertesinde yazdığı  Vişne Bahçesi  adlı oyununu bir tiyatro eseri olarak değil de edebi bir eser olarak inceleyeceğiz. Çehov ile tanışmam uzun yıllar öncesine dayanıyor. Halihazırda Rus edebiyatına ilgi gösteren bir okur olarak Çehov benim gözümde her zaman hayatın doğal ve gerçek yüzünü gösteren bir yazar olarak yer etti. Eserlerinde yaşadığı dönemden izler bulmak mümkün ve bunu bir eleştiri olarak değ...

Fareler ve İnsanlar

Resim
        Bu yazıda John Steinbeck'in Fareler ve İnsanlar adlı kısa romanını inceleyeceğiz. Yazarların hayatının romanı anlama konusunda bir kaynak olduğunu varsaydığımız için öncelikle John Steinbeck'in hayatına kısaca bir göz atalım.      Steinbeck 1902'de Amerika'da tam da Fareler ve İnsanlar'ın geçtiği bölgede yoksul bir ailenin çoçuğu olarak dünyaya gelmiş. Gençliği bu bölgede geçmiş.Rahat bir çocukluk geçirmemiş. Bir çok farklı işte çalışmış. Stanford Üniversitesi'nde eğitim görürken edebiyata olan tutkusu eğitimini yarıda bırakmasına sebep olmuş. Bu dönemden sonra art arda eserler vermeye başlamış. Eserlerinde genellikle yoksulluk, geçim sıkıntısı, kapital düzen, dostluk vb. konuları işlemiştir. 1962 yılında Nobel Edebiyat ödülüne layık görülmüş. En önemli eserleri; Garap Üzümleri, Fareler ve İnsanlar, Yukarı Mahalle ve Sardalya Sokağı. John Steinbeck 1968 yılında 66 yaşında hayatını kaybetmiş.      Elbette 1929 büyük b...

ÖTEKİ ROMANININ ANALİZİ

Resim
                   Rus edebiyatına çocukluğumdan beri ilgi duyuyordum. Hatırlıyorum da altıncı sınıfa gidiyordum ve galiba halam elime Suç ve Ceza'yı tutuşturdu. Kendimi bir anda hikayenin içinde bulmuştum. Sanki kitap elime yapışmış gibiydi. Bir türlü bırakamıyordum. Kitabı bitirmem iki ya da üç günümü almıştı. Belki de o yaşta kitapta geçen psikolojik tahlilleri anlamıyordum ama kitaba beni bağlayan büyülü bir sır varmış gibiydi. O günden sonra Rus edebiyatına ayrı bir sempatim oluştu. Şimdi ise bu minvalde sadece Rus edebiyatının değil dünya edebiyatınında en önemli yazarlarından olan Dostoyevski'nin Öteki adlı romanını inceleyeceğiz.            Realizm akımının önde gelen temsilcilerinden Rus yazar Dostoyevski 'nin 1846 yılında kaleme aldığı ikinci eseri  Öteki ; 9 dereceden memur Bay   Golyadkin 'in bulunduğu toplumda yer edinmeye çalışmasını ve bunun akabinde geçirdiği ruhsal bunalımlar...

DENEME 1 2...

Resim
      Hayatım boyunca belki de yapmaktan en çok haz duyduğum şey kitaplarla ilgilenmek oldu. Onlara zaman, emek ve para ayırmak beni hiçbir zaman gocundurmadı. Kitaplar asla yüzümü kara çıkartmadı. Belki beni bazı şeylerden alıkoydular ama pişman ettirmediler. Kitaplarla geçen zamanı asla boşa geçen bir zaman olarak telakki etmedim. Yıllarca okudum ve biriktirdim. Dışarıda akıp giden hayatın gizeminin bu sayfalarda olduğunu daha küçük yaşlardayken idrak etmiştim. Bir yandan okuyor, elim kalem tuttuğunca bir şeyler karalıyor ve bazen taşmakta olan duygularımı çevremdekilere ikram edip kendimi rahatlatmaya çalışıyordum. Fakat takdir edersiniz ki sizinle aynı minvalde düşünen ya da düşünmeyen , edebiyat , felsefe , sosyoloji gibi konularda muhayyilenizin sınırlarını zorlayacak insan bulmak zordu. Ergenlik dönemi arayışlarımda bunu düşünüyor, kendime göre bir ortam bulamıyor dahası insanları; sıradan insanlar ve benim gibi insanlar olarak ikiye ayırıyordum. Kendi kafam...